Taze meyveler bünyelerinde yüksek oranda su barındırmaktadırlar. Çeşitli kurutma yöntemleri ile meyvenin içerisindeki su miktarının hemen hemen hepsinin uzaklaştırılması ile kurutulmuş meyveler elde edilir. Kurutulmuş meyveler, yoğun iş temposu ve çağımızın getirmiş olduğu kolaylıklar bakımından taze meyvelere oranla daha çok tüketimine yer verdiğimiz ek besin kaynaklarımızdır.
Aslında taze ve kurutulmuş meyvelerin besin değerleri aynı özellikleri taşımaktadır. Yapılarında ki su miktarının uzaklaştırılması ile karbonhidrat, lif, şeker, antioksidan yani kısaca besin ve kalori değerlerinin konsantre bir hal alan etli kısmı kalarak vücudumuza yoğun bir şekilde enerji sağlamaktadır. Muhafaza edilmesi ve taşınması daha kolay olan ve diyet programlarında sık olarak tüketilen kurutulmuş meyvelerin porsiyon miktarları bu yüzden önem kazanmaktadır. Enerji sağlaması bakımından tüketilirken, aşırıya kaçınılması ile faydadan çok zarara sebep olabileceği unutulmamalıdır.
En yaygın olarak kurutulan meyveler; kayısı, incir, üzüm, hurma, erik, yaban mersini, dut olmakla birlikte kivi, vişne, ananas gibi meyveleri de örnek olarak verebiliriz. Taze meyvelere oranla raflarda daha uzun süre muhafaza edilmelerinden dolayı da kurutulmuş meyveler daha çok tercih sebebidir. Sektörde gerek ticaret gerekse damak tadından dolayı kurutulmuş meyvelerin dış yüzeyleri şeker ile kaplanmaktadır. Fakat dış yüzeyi şeker ile kaplanmış meyveler hem içlerinde şeker hem de dış yüzeylerinde şeker bulundurarak sağlığımız açısından riskli bir durum oluşturmaktadır. Çünkü meyvelerin içerisinde bizim enerjimiz için yeterli olabilecek miktarda şeker mevcuttur. Her birinin farklı besin değerleri olan bu meyveler sağlığımız açısından sayılamayacak kadar faydası vardır.